TasarımKentİnsan

Tahran’dan Ankara’ya Köprüler: Payam Latifi

İranlı seramik sanatçısı Payam Latifi ile sohbet ettik. Ankara’nın sanat ortamı, son zamanların popüler tasarım pazarları ve Türkiye’deki sanat eğitimi üzerine söyleştik. Keyifli okumalar!

***

IKEA’ya gittiğinizde başkasının oturma odasına izinsizce girdiğinizi hissettiniz mi hiç? Dünyanın herhangi bir yerindeki bir evin mutfağına aniden dalmışsınız gibi mesela… Ya da Mango’da gezerken tanımadığınız birinin gardrobunu karıştırdığınız hissine kapıldınız mı? Çünkü aynı gömleği Ankara’da, Berlin’de ya da New York’ta bulmak mümkün. Belki de sadece bana öyle geliyor, ancak bazen bütün dünyanın aynı şekilde göründüğünü hissediyorum. Bütün politik yorumlar bir tarafa, bu durum sıkıcı bir dünya yaratıyor…

Her şey büyük bir hızla birbirine benzemeye başlamışken, bütün dünya sanki tek bir tornanın tezgahından çıkmış gibi görünüyorken; nasıl ifade edebilir insan kendini, nasıl ortaya koyabilir benzersiz kişiliğini?

***

Ankara’da bir süredir yeni bir şeyler oluyor. İnsanlar hafta sonları bir araya geliyorlar, bir otelin salonunda, bir cafenin bahçesinde ya da bir sanat müzesinin avlusunda; tasarımlarını Ankaralılarla buluşturuyorlar. Ankara’da son bir yıldır “Tasarım Pazarı” çılgınlığı yaşanıyor. Kermeslere alışkındık; kimi zaman özel günlerde, haftalarda tasarımcıların işleri ile karşı karşıya gelirdik. Ancak artık tasarım ürünler çok daha erişilebilir halde. Ve bir noktada, bize aynı gömleği giydiren, aynı koltuğa oturtan düzene muzip bir başkaldırı niteliğinde.

Bu tasarım etkinliklerine hararetli bir şekilde iş yetiştiren, başarılı bir sanatçıdan bahsetmek istiyorum size: Payam Latifi.

Malzemelerle Konuşmak

Payam Latifi, İranlı bir sanatçı. Türkiye’deki yolculuğu, Eskişehir’de aldığı sanat eğitimi ile başlamış. Daha sonra Ankara’nın sanat ortamında, deyim yerindeyse işin mutfağında pişen Latifi, ilerleyen yıllarda kendi markasını yaratmış. Latifian Design temelde cam ve seramik ürünler üzerine çalışan bir marka. Ancak önümüzdeki aylarda, tekstil ürünlerini de koleksiyonuna ekleyerek daha da büyüyecek.

“Eğer bir sanatçı olmak istiyorsanız her malzeme ile konuşmanız gerekir. Yeter ki diliniz olsun”

Temelde ele aldığı iki malzemenin hem zıt, hem ortak noktalarından çok memnun Payam Latifi… Topraktan gelen cam ve seramik; içlerinde barındırdıkları ateş, su ve hava ile doğanın kendisini yansıtıyor ona göre. Ancak bir o kadar da zıtlar: “Cam ve seramik, toprak malzemeler oldukları için beni çok mutlu ediyor. İkisi de çok farklı: Biri mat biri parlak, biri şeffaf ve geçirgen, diğeri masif ve durağan…”

Sanatçının tüm malzemelerle konuşması gerektiğine inanıyor Latifi. “Eğer bir sanatçı olmak istiyorsanız her malzeme ile konuşmanız gerekir. Yeter ki diliniz olsun,” diyerek, farklı malzemeleri farklı tasarımlarda bir araya getiriyor.

Payam Latifi’nin (Sallanan) Köprüleri

Payam’ın eserlerinde, yetiştiği İran kültüründen esintiler bulmak mümkün. Kullandığı sembollerin alıcı tarafından değer görmesi, onun en büyük motivasyonlarından belki de.

“Ben servi ağaçları gibi sembolik parçaları kullanmayı çok severim. Standa bir beyefendi geldi, kendi söyledi, ‘Ìran’da servi ağaçlarının önemini biliyorum,’ diye. Hatta servi ağaçlarının ucu yamuk olur. Onun anlamından bahsettik. Sonra başladı İran şairlerinden örnekler vermeye, onların şiirlerinde servi ağaçlarının anlamından bahsetmeye. Bu beni çok mutlu ediyor tabii ki. Servi ağacı ince uzun ve dik olduğu için hayat anlamına gelir. Diğer hayat, hayatın devam etmesi… Bir şair şöyle der: Servi ağacının yüksekliği ve dikliğine bakma sen. Ucundaki o yamukluğa bak. Çünkü kendini rüzgara verir ve yamulur ucu. Der ki kendini rüzgara bırakan servi ağacının dansını seyret sen”.

Payam Latifi, Tasarim, Seramik, Kisiye Özel Kahve Fincani

Ancak belki de bir tasarımı eşsiz kılan, özündeki dokuyu koruyarak evrenselliği yakalayabilmesi. Bu yolda bir şeyler görüyorum Payam’ın tasarımlarında. Kendisi de bunu, göç etmenin sanatına kattığı bir zenginlik olarak yorumluyor. İlham kaynaklarını sorduğumda, kendi hayat öyküsünün yardımcı olduğundan bahsediyor:

“Benim ilham kaynağım çok. Çünkü göç eden bir insanım. Çünkü kendi hayatım hep benim ilham kaynağım. Her şeyimden uzak kalmış bir insanım.”

“Çünkü göç bugün benim, yarın diğerinin, ertesi gün başkasının olabiliyor.”

Bu güçlü cümleler, göçü illa olumsuz bir şey olarak algıladığı düşüncesini yaratmasın. Aksine Payam’a göre göç “sadece kötü bir yerden iyi bir yere gitmek değil göç. Yerinizi değiştirmek, özgürlüğünüzün peşinde olmak için olan bir şey. Ve onun için çok şey getiriyor size.”

payam latifi, seramik, seramik kursu, tasarim

Bir de okulda yaptığı, köprülerle alakalı bir çalışması var… Göç eden insanların köprüleri. “Bunların başlangıcı ve sonucu yoktu. Ve sürekli sallanıyorlardı. Köprü sabit olur, basılır bir yere. Buradan oraya geçersin. Ama benim köprülerim sallanıyordu.Nedeni, sorunun kendisinden bile daha güzel: “Çünkü göç bugün benim, yarın diğerinin, ertesi gün başkasının olabiliyor.”

“Gençler kendilerini İstanbul odaklı olarak geliştiriyorlar. Ben Ankara’da olmayı seviyorum. Burada bir ihtiyaç olduğunu hissediyorum”

Boşluğun İçindeki Potansiyel

Sohbetimizin ikinci kısmı, Ankara’daki sanat ortamı ve tasarım pazarları ile ilgiliydi. Ankara’da galerilerle de sağlam bağlantıları bulunan Payam Latifi, şehrin büyük bir potansiyele sahip olduğunu gözlemlemiş. Sanata olan ilgi büyük, ancak son dönemde eksik bir şeyler var ona göre… “Eskiden böyle değildi. Adnan Turani’ler, Turan Erol’lar, Keskinok’lar; bunların hepsi Ankara çıkışlı ve Ankara’da olanlar. Bunların müzeleri var Ankara’da, kursları olmuş senelerce. Ankara’da hala o kültür ve potansiyel var aslında ama bir dönemi gri bir dönem diyebiliriz… Gençler kendilerini İstanbul odaklı olarak geliştiriyorlar. Hep gitmek istiyorlar Ankara’dan. Onun için ben Ankara’da olmayı seviyorum. Çünkü burada bir ihtiyaç olduğunu hissediyorum,” diyerek, boşluğun içindeki potansiyele dikkat çekiyor.

Galeriler Yerine Festivaller

Pek çoğumuz için bir sanat galerisine gidip bir sanat eseri almak, epey korkutucu… Payam Latifi de bunu çevresinde gözlemlemiş.

Payam Latifi, Latifian Design

Neden galeriler artmıyor da bu festivaller artıyor? Bu kısa süreli ve sana hitap edebilecek bir şey. Sen orada gidip bir kupa alabiliyorsun; bir baskı, bir takı alabiliyorsun. Ama galeriye gidip bir sanat eseri almak insanlara çok büyük ve çok korkunç geliyor. ‘Ben çok orijinal bir şey istiyorum ama benim param yok galeriye gelmek için,’ diyorlar. Ama öyle değil.”

Bunun yerine tasarım pazarlarına girmek; aynı sanatçının işlerinden beslenen, aynı tasarım ailesinden gelen ürünleri edinmek hepimize daha ulaşılabilir, daha kolay geliyor. Hem de o benzersiz olma arzusunu, kendini ifade etme isteğini tatmin etmiş oluyor.

Payam Latifi, Latifian Design, Tasarim Pazari

Payam Latifi için bu pazarların ve festivallerin özel bir anlamı da, işlerine ilgi duyan kişilerle tanışmasına fırsat vermesi. “O ilişkiyi kurmak, hitap ettiğin kişiyle… Sen bir şeye imzanı yansıtmışsın ve o kişi de onu istiyor ve ediniyor. Oldukça güzel bir duygu ve var olmana sebep oluyor. Devam etmek istiyorsun. Aldığı ürünü kendine has görmesi ve kendinin değerini, oksijen almasının değerini bilen biri olmasını isterim. O kahve fincanında veya o kupada içtiği, ona çok farklı bir tat versin, çünkü kendini o kupayla özel hissetsin.”

Sanat Eğitimi ve Markalaşma

Kendi markasını oluşturma yolunda ilerleyen pek çok genç sanatçı var. Bu kişilerle, bahsettiğimiz tasarım etkinliklerinde karşılaşmak mümkün. Ancak adını duyurmak, bırakın dünyayı bir şehre açılmak hâlâ oldukça zorlu bir süreç.

Payam Latifi, Latifian Design, Tasarim, Markalasma, Sanat Egitimi, Eskisehir cam seramik, eskisehir güzel sanatlar

Bu noktada merak ettiğim bir konu, sanat eğitiminde markalaşmanın ne kadar ele alındığıydı. Önce küçük bir açıklama: Elbette sanatın amacı marka yaratmak ve ekonomik gelir elde etmek değil. Ancak ayakta durabilmek için, üretimi insanlarla buluşturabilmek için desteğe ihtiyaç var.

Payam okullarda bu konuda eğitim verilmemesini eleştirenlerden. Bunun genç tasarımcıları yanlış yönlendirdiği kanısında. “Gerçekten de yetenekli olan ve çok faydalı olabilecek, topluma çok farklı şeyler yansıtabilecek insanlar bu sebepten köşelere gidiyor. Çok üzücü bir durum.”

***

Latifian Design önümüzdeki günlerde pek çok farklı yerde karşımıza çıkacak. Bugünden itibaren önümüzdeki üç gün boyunca Kasım Next Level Pop Up Alışveriş Festivali ve CerModern Yılbaşı Pazarı yakındaki etkinlikleri arasında. 2019’da düzenlemeyi planladığı sergide onu izleyebileceğiz. Yaklaşan etkinliklerini Instagram hesabından takip etmek mümkün.

Bu yazıdan ilham alıp siz de seramik sanatı ile tanışmak istiyorsanız, buraya dikkat! Payam Latifi’nin Yıldız’da düzenlediği seramik serbest şekillendirme dersi atölyesine katılabilirsiniz. Payam Latifi derslerinde meraklı ve istekli öğrencilerini bekliyor.

Bu yazıdan sonra galerilere göz atmak isterseniz, Ankara’daki sanat galerileri listesine mutlaka bir bakın!

Jeyan İdil Aslan
Berlin'de bir Angaralı >< Angara girl in Berlin world

    Bir Cevap Yazın


    Müzik

    Müziği ve gitarıyla Burak Altuni

    “Müzik hakkında güzel bir şey, çarpar, acıtmaz!” Bob Marley Burak Altuni… Müzikle tanıştığında 3 yaşındaymış, flütle başlamış. Ne yazık ki baba acısı müzikten de öncesine...

    Kent

    “Cemal’siz Ankara tarihi olmaz!”

    Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele’nin merkezi olarak belirlediği Ankara’ya 27 Aralık 1919 günü gelir. Dikmen sırtlarında Seymen Alayı tarafından karşılanır. Kendisini karşılayanlar arasında Ankara’da Müdaafa-i...

    Satıyorum… Saaat-tım! İnsan

    Satıyorum… Saaat-tım!

    Ankara’da yaşamanın en sevdiğim yanlarından biri, her ayın üçüncü pazar günü Berdelacuz Sahaf’ın Hezarfen Teras Bar’da yaptığı kitap mezatları. Sahaf Mustafa Türkoğlu’nun olağanüstü kitap tanıtımları...