İnsanHafıza

Satıyorum… Saaat-tım!

Ankara’da yaşamanın en sevdiğim yanlarından biri, her ayın üçüncü pazar günü Berdelacuz Sahaf’ın Hezarfen Teras Bar’da yaptığı kitap mezatları. Sahaf Mustafa Türkoğlu’nun olağanüstü kitap tanıtımları ve bolca kahkaha eşliğinde yapılan mezatlarda (mübalağa etmiyorum, Türkoğlu adeta bir stand up’çı gibi münadilik yapıyor, kitap alasınız yoksa bile sırf bu kahkahalara ortak olmak için bir gün mutlaka katılın) bir yandan içkinizi yudumlayıp yemeğinizi yerken bir yandan da mezat sayesinde ucuza kitap alabilmenin mutluluğuyla hoşça vakit geçirebilirsiniz. Tabii mezada katılıyorsunuz diye herhangi bir şey yiyip içmek zorunda da değilsiniz. Ben biraz pisboğaz olduğum için bir taraftan da tıkınıyorum.

Eskiden İzmir’deki kitap fuarı Kültürpark’ta yapılırdı. Standları gezmekten yorulduğumda, bahçeye çıkıp fuar alanındaki bir mekanda -ki genelde İzmir Sanat olurdu bu- oturup soğuk bir şeyler içer, sonra kaldığım yerden fuarı gezmeye devam edip İzmir’deki kitapseverlerin çok şanslı olduğunu düşünürdüm. Zira Kültürpark, İzmir’in nadide yeşil alanlarından olmasının yanında, ulaşımının kolaylığı ve yeme-içme mekanlarına yakınlığıyla, uzun yıllar önce Tepebaşı’ndan Beylikdüzü’ne taşınan İstanbul’daki kitap fuarını düşününce içimde bir imrenmeye yol açardı. Sonra neden bilmem, İzmir’deki fuarı da Gaziemir’e taşımaya karar verdiler ve bir devir daha böylece kapandı.

Mezat

Bir liraya kitap

Mezada dönersek, bana Taksim Tepebaşı ve İzmir Kültürpark kitap fuarlarında yakaladığım ambiyansı hatırlattığı için de çok çekici geliyor olabilir. Hala bir liradan kitap satışının yapıldığı ender yerlerden biri bu mezat, satış nadiren yüksek fiyatla başlıyor. O da zaten ya imzalı ya ilk baskı kitaplar için oluyor. Bir liradan satışa sunulan kitaplar niteliksiz eserler değil. Bu fiyata kitap satmak nasıl mümkün olabilir ki diye sorduğum Türkoğlu’nun cevabı kısa ve net: “Don Kişotluk işte!” diyor.  Arada derinliği olmayan kitaplar denk gelmiyor mu, elbette geliyor ama böyle anlarda Türkoğlu, kitabın tüm olumsuz yanlarını da sayarak “bence almayın yani getirmişim ama ne bileyim,” gibi laflar ederek kendi kendine ket vurma pahasına kitapseverlere doğru bilgi vermeyi ihmal etmiyor.

Türkoğlu’na göre bir sahaf batmaya yakınken mezat yapmaya başlar, durumu toparladıktan sonra da hoşuna gittiği için mezatlara devam edermiş. Mezatlarda sattığı kitaplara komisyon eklemediğinin altını çizen Türkoğlu, “Sağ olsun mekan da bizden komisyon istemiyor, biz de satıştan ekstra komisyon almıyoruz zira komisyonculuk mantığı bana etik gelmiyor. İnsanlar okumayı bırakmasın istiyorum. Kanat Atkaya’nın sözü ile bitireyim, sahafını koru kitap aşkına,” diyor.

11 Haziran Pazar günü alışılmışın aksine araya bir mezat daha sıkıştırdı Türkoğlu. Ayrancı Pati Kurtarma grubu yararına düzenlenen “ara mezatta” amaç, sokak kedilerini yaşatmak için canla başla mücadele eden oluşumun bir hayli artan klinik borçları ile kedilerin mama masraflarının en azından bir kısmını ödeyebilecek miktarı toplamaktı ve mezadın tüm gelirleri bu oluşuma aktarıldı. Oluşumun kurucularından Mahir Kaya, geçen Şubat ayında 11 ili etkileyen deprem felaketinin ardından ulaşabildikleri depremzede kedileri de tedavi altına almalarıyla beraber klinik masraflarının epey yükseldiğini belirtti ve “Nakdi bağış yapamayanların hediye ettikleri kitaplar ile kendi kütüphanemdeki bazı kitapları getirmek zorunda kaldım, başka türlü ihtiyacımız olan parayı toplayamayacaktım. Aslında belki arabesk bulacaksınız ama kütüphanem benim bedenimdi, ben bedenimi sattım,” diyerek kitaplarını neden satmak zorunda olduğunu açıkladı. Hal böyle olunca katılımcılar da pey verme konusunda oldukça cömert davrandılar.

Bir mezat katılımcısı pey veriyor

Hezarfen Teras Bar

Gelelim bu şahane mezatların yapılmasına olanak sağlayan Hezarfen Teras Bar’a. İşletmeci Ali Baltürk, mekanı açtığında hesapları sümenle değil de kitapların arasına koyarak müşterilerine vermek istemiş. Zamanla kitaplar müşteriler tarafından “aşırılmaya” başlanınca aralarında bir göz aşinalığı olan Mustafa Bey’den kitap almaya başlamış, derken neden mezatları bu mekanda yapmayalım ki diye düşünüp güçlerini birleştirmişler. Kurulduğundan beri çeşitli sivil toplum kuruluşları ile toplum yararına işler yaptıklarını belirten Baltürk, “Edebiyatla, bilimle, sanatla iç içe olmak bizim mottomuzdu aslında, bunun bir parçasını da bu mezatlar sayesinde Mustafa ile yıllardır devam ettiriyoruz. Bence pazar gününde eğlenmek isteyenler için harika bir etkinlik, stand up gibi de bir hali var. Mutlaka bir kez olsun katılınmalı,” diyor.

Nihayetinde Hezarfen, Berdelacuz ve Ayrancı Pati Kurtarma’nın el birliği ile gerçekleşen bu mezatta öğrendim ki, herkes kendi alanında en iyisini ortaya koymaya çalışıyor. Her üç taraf da yılmadan, ellerinden geldiğince direnmeye ve Ankara’nın kültür hayatına renk vermeye devam edecek gibi duruyor. Sizler de bu iyi insanları desteklemek isterseniz, Instagram hesaplarını takip ederek (Berdelacuz Sahaf, Ayrancı Pati Kurtarma, Hezarfen Teras Bar) yaptıkları etkinliklerden haberdar olabilir ve onlara katkı sunabilirsiniz.

Mustafa Türkoğlu, Ali Baltürk ve Mahir Kaya

Soldan sağa: Mustafa Türkoğlu, Ali Baltürk ve Mahir Kaya.

Berdelacuz Sahaf’ın her ayın 3. pazarında Hezarfen Teras’ta kitap mezadı yaptığını hatırlatıp, yazıyı sonuna kadar sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim.

Yazar: Ekim

Şehrisevenler
Şehri sevenlerden gelenler. Lavarla'da yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı info@lavarla.com adresine mail atabilirsiniz.

    Bir Cevap Yazın