Sadece bir adım öncesine daha yakın görünüyoruz
Tiyatro için önemli bir gündeyiz, bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü.
Sanıyorum eskiden 27 Mart daha çok gündem olurdu, sahnelere daha sıkı sarılırdık. Bugünlerde geçmiş birkaç badireyi atlatmış gibiyiz, belki eski keyfi yok ancak en azından pandemi dönemi öncesine daha yakın görünüyoruz. Bu sayılara yansıyan bir iyileşme, tiyatrolar henüz toparlandı mı emin değilim!
TÜİK her yıl Sinema ve Gösteri Sanatları İstatistikleri1 başlığı altında birçok veri yayımlıyor. Bülten olarak sunulan bu içerikte, son bir yılda sinema ve gösteri sanatları alanında bir önceki yıla kıyasla verilerin nasıl şekillendiği anlatılıyor. Doğru tabir olur mu bilmiyorum ancak ekonomideki gibi bir baz etkisi söz konusu ve buradaki sayılara bakarsanız 2022 yılında tiyatro seyirci sayısı yüzde 662 arttı. Bu veri elimizdeki en güncel istatistik olduğundan konuya buradan başlamak istedim.
Biraz geniş açıdan duruma bakarsak TÜİK kapsamına giren hiçbir veride bir sezon yılındaki toplam seyirci sayısı 8 milyonu bulmadı. 2012-13 sezonunda 6,2 milyon olan seyirci sayısı, 2015-16 sezonuna kadar 6 milyon seviyesinde dolaşırken, 2016-17 sezonunda ilk kez 7 milyon barajına ulaştı. Buradaki momentum 3 sezon boyunca korunarak 2018-19 sezonunda 7,8 milyon seyirci ile tüm zamanların rekoru kırıldı. Bu anlamlı yükselme 2019-20 sezonunda da muhtemelen devam edecekti, ta ki pandemi hayatlarımıza dahil olana kadar. Covid-19 hayatlarımıza girdiği gün itibarıyla ilk olarak tiyatro ve gösteri sanatlarını etkilendi, o dönem yazdığım bir yazıda şöyle demiştim:
“Türkiye’de ilk koronavirüs (COVID-19) tanısının konulduğu 11 Mart 2020 tarihinden çok kısa bir süre geçti. Önemli ve kritik kararlar alındı, okullar tatil edildi ve başta belediyeler olmak üzere birçok kamu kurumuna ait etkinlikler art arda tedbir amaçlı olarak iptal edildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bugün itibarıyla Nisan 2020 sonuna kadar yapılacak olan tüm etkinliklerin toplum sağlığı açısından tehdit oluşturmaması adına ertelendiği duyuruldu. Bu açıklama domino etkisi yaratarak özel sahnelerin iptal duyuruları ile devam etti.”
Tamamen o günleri konuşmak ve belki de zihnimizden sildiğimiz anları yeniden canlandırmak niyetinde değilim. Ancak bu dönemeç aramızdan birçok tiyatronun ayrılışına sebep oldu, arka arkaya tiyatrolar kapandı ve birçok tiyatro kendinde devam etme gücü bulamadı. Pamuk ipliğine bağlı hayatta kalma mücadelesi ne yazık ki yüzlerce tiyatronun sonu oldu. 2018-19 sezonundaki toplam tiyatro salonu sayısı 901’ken, 2019-20 sezonunda 720’ye, 2020-21’de ise 400’e kadar geriledi. Tam bu noktada bir dirilme yaşayan tiyatrolar 2021-22 sezonunda 817 tiyatro salonuna kavuştu2. Buraya kadar olan kısımda 2019’dan 2022’ye kadar olan süreci özetledik.
2023 yılı tiyatrolar için nasıl geçti?
2023 yılı, biz Ankaralıların 13 gün önceden biletlerin satışa sunulmasını beklediği, tiyatro bileti bulmak için koşturduğu ve pandemi döneminin ölü toprağını attığı bir yıldı. Yazının başında bahsettiğim baz etkisi -ya da bu kez şöyle diyelim- kavuşma etkisi yaşandı ve insanlar tiyatro özlemini biraz olsun giderdi. Seyirci ile tiyatro salonları arasındaki sinerji gelişti ve bu da genel olarak tiyatrolara iyi geldi. Yeni sahneler kuruldu, yeni topluluklar oluştu, üretim iştahı arttı. Pandemi dönemindeki oyun var mıdır sorusunun yerini acaba yer bulabilir miyim sorusu aldı.
Seyirci yine bu dönemde hareketlenmeye başladı. Entel Ankara3 podcast serisinden tanıdığımız Serhat Kınalı, Fuaye Ankara4 adında bir topluluk kurdu. Bu toplulukla birlikte Ankaralı seyircilerin oyunlara birlikte gittiği, oyun sonrası oyuncular ve oyun ekibi ile söyleşi gerçekleştirdiği bir seriye başladı. Buradan güzel tanışıklıklar, güzel tesadüfler ortaya çıktı. Örneğin daha önce Aralık Sahne5’ye hiç uğramamış bir seyirci Fuaye Ankara ile Aralık Sahne’yi keşfetti. Seyircinin tüketim alışkanlıkları içinde eskiden olan ancak bugün unutulan fuaye etkinlikleri Serhat’ın çabası ile yeniden hareketlendi ve ciddi bir ihtiyacı karşıladığından hızla büyüdü. Benim bu kadar çabaya enerjim olmadığından seyirci olarak yanlarında yer almam dahi bana iyi geldi, zira bir ay içinde 10 oyuna gitmek tekil bir motivasyonla mümkün değildi, Fuaye Ankara sayesinde birçok farklı oyuna temas etme şansı buldum.
İçerik üreticileri tarafında pek çok kişi tiyatro deneyimini farklı kanallar aracılığıyla paylaşmaya başladı. Instagram üzerinden uzun metinlerle paylaşılan tiyatro deneyimleri kendine yeni mecralar edindi mi bilmiyorum ama yazmak isteyen bir şekilde yazdı.
Tiyatroların penceresinden manzara
Tiyatrolar 2023 yılını artan seyirci sayısı ile en azından nefes alarak geçirdiler. Ödenekli tiyatroların bilet fiyatları ile rekabet edemeyen özel tiyatrolar, Ankara gibi Devlet Tiyatroları’nın yoğunlukta olduğu bir yerde fiyatlama açısından oldukça zorlandı. Bazı oyunlar İstanbul’dan turneye geldiğinde bilet fiyatlarının yüksek olması ve belki de MEB Şura Salonu6’nun çok da sevilmemesinden dolayı zarar etmek zorunda kaldı.
Belki alışkanlıktan belki üst üste gelen şeylerin birikiminden dirençli olmayı öğrenen tiyatrolar, tünelin ucunda ışık görüyorlar mı bilmem. Her şeyin herkes için zor olduğu bir dönemde onların da işinin kolay olduğunu düşünmüyorum. Sadece bir adım öncesine daha yakın görünüyoruz.
Neyse kötümser kapatmayalım, tiyatro her koşulda kendine alan bulmuş, en derin sancılardan dahi çıkmış bir sanat olarak iyi ki var. Sahne üzerinde farklı duyguları paylaşmak, farklı yolları görmek iyi ki mümkün. Boy aynası olarak gördüğüm tiyatro iyi ki her şeye rağmen yoluna devam ediyor.
Bir metin üzerine inşa edilen ve her yaratımda farklı olan tiyatro sanatını icra eden ve bu alanda emek harcayan herkesin ve elbette seyircilerin 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun!
Kaynaklar ve bağlantılar
[1] TÜİK Verileri
[2] TÜİK Sinema ve Gösteri Sanatları İstatistikleri
[3] Entel Ankara
[4] Fuaye Ankara
[5] Aralık Sahne
[6] MEB Şura Salonu