Dört Ayaklı Şehir ile afet sonrası hayvan kurtarma koordinasyonu
6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerin ve yıkımların ardından bir ay geçti. Ülke gündemi seçime odaklanırken deprem bölgesinde temel ihtiyaçların dahi giderilemediği bir kaos hakim. Kaldırılamayan enkazlar, barınma sorunu, temiz su ihtiyacı, psikolojik destek eksikliği ve en önemlisi dayanışmanın sürdürülmesine dair bölgedeki insanların endişeleri, ülke odağının depremden ayrılmaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Kendi ülkesinde, kendi toprağında yalnız bırakılanlardan olmamak için seçim ve deprem gündemleri birlikte ilerlemeli.
Bunun için çalışan ekiplerden birisi de bir hayvan hakları topluluğu olan Dört Ayaklı Şehir. Depremlerden sonra hızla bölgeye giden toplululuk, Türkiye’nin koordinasyon sahibi ilk afet sonrası hayvan arama kurtarma ekibi olarak birçok canı kurtardı, tedavi ettirdi ve yuvalandırdı. Dört Ayaklı Şehir Koordinatörü ve Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mine Yıldırım’la topluluk, afet sonrası hayvan arama kurtarma ve deprem bölgesindeki son durum üzerine konuştuk.
Dört Ayaklı Şehir’den biraz bahsedebilir misiniz? Kuruluş amacı nedir, kimlerden oluşur, neler yapar?
Dört Ayaklı Şehir, araştırma odaklı bir hayvan hakları topluluğu. Biz 2013’te bir araya geldik, o günden bu yana da yatay örgütlenmelerin oluşturduğu ağlarla işleyen bir kolektifiz.
Gezi Direnişi ile birlikte aktif olarak çalışmaya başladık. Çalışmalarımıza başlarken odağımızda kentler ve kentlerde yaşayan hayvanlar yer alıyordu. Kentlerde yaşayan tüm sokak hayvanlarının, evcilleştirilmiş hayvanların ve yaban hayvanlarının yaşamını ve hareketlerini etkileyen dinamikleri, ilişkiler ağını; toplumsal, gündelik, mekansal pratikleri; hukuki çerçeveyi ve yasal uygulamaları ayrıştırmak, belgelemek amacıyla; bu durumun insan-hayvan ilişkisindeki, hayvan hakları düşüncesi ve siyasetindeki etkilerini, sunduğu imkan ve kısıtları araştırarak yola koyulduk. Bugün Türkiye’de ve dünyada, hem kentsel-kamusal alanlarda hem de kırsal alan ve ormanlarda yaşayan evcilleştirilmiş, yaban ve sokak hayvanlarının hakları ve yaşamları ile ilgili söylem, politik perspektif, ilkesel çerçeve ve araştırmalar üretiyoruz.
Temel amacımız; toplumsal ve iktisadi süreçler sonrasında kentlerde gerçekleşen politik ve mekansal değişimlerin; idari ve hukuki süreçlerin; sermaye hareketlerinin ve değişen yerleşme, adalet ve bir arada yaşam anlayışlarının, hayvanların yaşamlarını nasıl ve ne şekillerde etkilediğini ortaya çıkarmak, bu değişimleri hayvanların yaşamlarını ve çıkarını koruyan uygulamalara dönüştürmek, geniş toplumsal kesimlerin dahil olduğu etkin ve yaygın bir hayvan hakları mücadelesi ve hareketi örgütlemek.
Hayvanların kent tarihi ve siyaseti içindeki ayak izlerini takip etmeyi amaçlayan bir topluluğuz. Onların kent yaşamındaki “yerlerini” tespit etmeyi ve anlamayı; onlara tarih yazımında, edebiyatta, araştırmalarda ve arşivlerde yer açmayı hedefliyoruz. Bunun için hayvanların yaşamını kuşatan mekansal, ekonomik, politik pratiklerin ve söylemlerin, kayıt dışı ve kanun dışı bırakılan uygulamaların kaydını ve arşivini oluşturuyoruz. Kentler değişirken hayvanların yaşamlarının nasıl ve ne şekillerde etkilendiğini tespit edip, hayvanlarla kurduğumuz ilişkilerin ve gündelik pratiklerin değişimini belgeleyerek; bunların görsel, işitsel ve kolektif hafızadaki kayıtlarını çoğaltıyoruz. Saha odaklı ziyaretler ve etnografik araştırmalar, arşiv taramaları, birincil ve ikincil kaynak araştırmaları organize ediyoruz. Hayvanların yaşamını etkileyen tüm kesimleri içine alan geniş ağları araştırarak, insan-hayvan ilişkilerinin farklı kesimlerini, kırılımlarını ve süreçlerini kapsayan ağ haritaları oluşturuyoruz.
Gönüllü ağlarını koordine eden çekirdek kadromuzda; hayvanlar, hayvan hakları ve hayvanlı kentlerin dönüşümü üzerine düşünen çalışan akademisyenler, hukukçular, bağımsız araştırmacılar ve yerel hayvan koruma gönüllüleri yer alıyor. 7 kişiden oluşan ana koordinasyon kadromuz, aynı zamanda şu sıralarda kurulma süreci tamamlanmakta olan Dört Ayaklı Şehir Derneği’nin de kurucu üyeleri arasında yer alıyor.
Dört Ayaklı Şehir 6 Şubat 2023’ten itibaren neler yaptı?
Türkiye’nin güneydoğusundaki depremler sadece 15 milyonluk insan nüfusunu değil, kentte ve kırsalda yaşayan tespit edemediğimiz sayıda evcil hayvanın ve çiftlik hayvanının hayatını da derinden etkiledi. Kaybettiğimiz vatandaşlarımıza ek olarak, on binlerce hayvan da enkaz altında kalarak öldü. Ağır hasarlı ve yıkılmak üzere olan binalarda bulunan on binlerce hayvan da yaralı, aç ve susuz halde yardım bekliyor.
Dört Ayaklı Şehir platformu olarak afetten etkilenen hayvanları kurtarmak, onların tedavilerini ve rehabilitasyonlarını sağlamak amacıyla depremin hemen ardından çalışmalara başladık. Enkaz altında ya da hasarlı binalarda mahsur kalmış hayvanları kurtarmak ve onların bakımlarını sağlamak amacıyla acil ihtiyaçları tespit ettik.
Tespit ettiğimiz ve 6 Şubat sabah saatlerinden itibaren üzerine yoğunlaştığımız ilk ihtiyaç -tüm afetlerde en kritik ihtiyaç olan- enerji ihtiyacıydı. Bu amaçla, uzun süredir üzerinde çalıştığımız gönüllü ağını hızlıca mobilize ettik ve saat 13.40 itibarıyla 12 adet benzinli jeneratör satın alıp afet bölgesine ulaştırılmasını sağladık. Antakya’ya ulaştırılan ilk jeneratörler Dört Ayaklı Şehir’in ulaştırdığı jeneratörler oldu. Bir kısmını ilk yardım çalışanlarına, hastanelere ve sağlık ekiplerine; bir kısmını da hayvanları kurtarmak için bölgeye sevk ettiğimiz arama-kurtarma ekiplerine, gönüllü veteriner ve veteriner teknikeri arkadaşlarımıza teslim ettik.
Hızlıca mobilize ettiğimiz hayvan kurtarma ve afet koordinasyonu sayesinde, depremin sonrasındaki ilk iki hafta içinde:
- 53 kedi, 154 köpek, 3 kuşun enkazdan ve ağır hasarlı binalardan kurtarılmasını sağladık. Kurtardığımız hayvanların tamamını veteriner hekimlerimiz ve sağlık ekibimiz aracılığıyla tedavi altına aldık. Tedavisi tamamlanan 8 kedi, 16 köpek ve 3 kuşu kalıcı yuvalarına yerleştirdik.
- Bölgede hizmet veren veteriner ve sağlık ekipleri için her biri 1.000 parçadan oluşan 2 büyük paket halinde tıbbi malzeme ve ilk yardım malzemesi oluşturduk.
- Mobil sağlık ekipleri için 12 adet Loncin A marka (3.000 KW model) benzinli jeneratör temin ettik. 4 farklı şehre ulaştırılmasını sağlayarak doğrudan veteriner hekimlere teslim ettik.
- Afet bölgesindeki hayvan kurtarma gönüllüleri tarafından kullanılmak üzere 2.000 adet kedi taşıma, 500 adet köpek taşıma kutusu ulaştırdık.
- Afetten etkilenen hayvanların yakın şehirlere ve İstanbul’a taşınması için araç ayarladık. Bugüne kadar Hatay barınağından 150 köpeğin İstanbul’a ulaştırılmasını sağladık. Yasaklı ırk kabul edilen 12 köpeğin veteriner hekimlerimiz aracılığıyla klinik ortama alınmasını sağladık.
- 3 ton kuru kedi, 2 ton kuru köpek ve 3.000 adet konserve kedi-köpek mamasını; ayrıca 250 kg büyükbaş hayvan, 50 kg kanarya ve muhabbet kuşu yemini deprem bölgesine ulaştırdık.
Maraş merkezli depremler sonrasında koordinasyonu nasıl sağladınız? Daha önceden böyle büyük bir afet için planlamanız var mıydı? Süreçten çıkardığınız dersler neler oldu?
Ağ modeliyle çalışmalarımıza 30 Kasım 2021’de İzmir’de yaşanan depremle başladık. En büyük sınavımızı, 2022’deki Marmaris yangınları ve Kastamonu’daki sel afetleriyle verdik. Hayvanları kurtarma ve yardım ulaştırmadaki çabalarımız tekil durumlara müdahale etmemizi sağlıyordu; ancak resmi kurumların afet yönetiminde yetersiz kalması nedeniyle bizim çabalarımız da yeterli olmuyordu. Türkiye’de afetlerde hayvan kurtarma koordinasyonu yok. Hayvan hakları siyaseti yürüten pek çok sivil toplum kuruluşu, dernek ve platform mevcut. Ancak afet öncesi hayvan dayanıklılığı ve afetlerde hayvan kurtarma odağına sahip olan; biriktirdiği bilgi, tecrübe, iş birliği ve koordinasyon ağlarını afet koşullarında etkin biçimde kullanabilen ilk kuruluş Dört Ayaklı Şehir oldu. Bunu başarabilmemizi sağlayan da hem doğal afetler hem de iklim afetlerinde hayvan kurtarma üzerine uzun süredir düşünmemiz, çalışmamız ve arama-kurtarma eğitimleri almamız oldu.
2021’den bu yana yaşanan doğal afetlerde, iklim afetleri olarak kabul edilen hava olaylarında ve yangınlarda, hayvan varlığını koruma açısından ortaya çıkan ve tespit ettiğimiz en büyük eksiklik; Türkiye’de hayvan kurtarma çalışması alanında gelişmiş resmi bir kurum, profesyonel bir kuruluş ya da sivil toplumda hayvan kurtarmaya yönelik bir koordinasyonun olmaması oldu. Eksiği doğru ve isabetli tespit ederek, Dört Ayaklı Şehir’in çalışma gündemlerini de ortaya çıkarmış olduk. Eksiklerimiz, koordinasyon çalışmalarımıza hız kazandırmamız gerektiğini açıkça ortaya koydu.
Dört Ayaklı Şehir Afet Koordinasyonu şu kesimleri bir araya getiriyor: Afet bölgesinde hizmet verebilecek veteriner hekim, veteriner teknikeri, intern hekim ve hasta bakıcılar; profesyonel ilk yardım bilgisi ve afet tecrübesi olan arama-kurtarma gönüllüleri; ilaç tedarikini yapacak eczacılar, ecza ve tıbbi malzeme tedarikçileri; hayvan bakım ve rehabilitasyon ve yeniden yuvalandırma süreçlerinde etkin rol alan yerel hayvan koruma gönüllüleri; afet bölgesine yardım ulaştıran diğer sivil toplum kuruluşları; platformlar, dayanışma ağları; evcil hayvan maması ve yem üreticileri ile tedarikçileri; temin ettiğimiz malzemelerin afet bölgesine sevkiyatını sağlayacak lojistik şirketleri, şehir içi ve şehirler arası taşımacıları ve afet bölgesi dışında hayvan kurtarma koordinasyonuna dahil olmak isteyen hayvan hakları savunucuları.
Bu paydaşlar arasındaki koordinasyon, anlık ve hızlı iletişim, acil ihtiyaç tespiti ve teminini gerçekleştirmek, Dört Ayaklı Şehir Afet Koordinasyonu’ndaki sosyal medya ve iletişim uzmanlarının 6 Şubat’tan bu yana ana gündemini ve iş akışını oluşturuyor.
Afet sonrası kurtarılan hayvanlar için nasıl bir prosedür izleniyor? Maraş merkezli depremlerde bu prosedürü uygulayabildiniz mi?
Afet sonrasında enkaz altından ya da hasarlı binalardan çıkardığımız ya da çıkarılmasına destek verdiğimiz hayvanları, en hızlı ve emniyetli yollarla afet bölgesindeki en yakın veteriner hekimlerimiz ve hayvan sağlığı uzmanlarımızla bir araya getirmek hayati öneme sahip. Aciliyete ve hayvanın sağlık durumuna göre, ya veteriner ekibimiz hayvanın yanına ulaşıyor (ki bu çoğu durumda maalesef mümkün olamıyor) ya da hayvanı hızlıca sağlık ekibimize, gezici araçlarımıza ulaştırıyoruz. Hayvanın kurtarıldığı yere en yakın gönüllü ağını hızlıca aktive ediyoruz. Bu gönüllüler aracılığıyla hayvanı tedavi altına alabileceğimiz klinik, gezici klinik veya sağlık çadırına ulaştırıyoruz. Resmi kurum ve devlet kuruluşlarının odaklanmadığı bir alan olan hayvan kurtarmada, gönüllüler arasındaki koordinasyon ve dayanışma ağlarını harekete geçirmek hayati önem taşıyor. Zamana karşı yarışıyoruz. Dört Ayaklı Şehir Afet Koordinasyonu’nda, farklı mesleklerden ve iş kollarından çeşitli yetkinliklere sahip insanlardan oluşan, olabildiğince heterojen ve geniş bir ağ kurmuş olmamız, Maraş merkezli depremlerde hayvan kurtarma çalışmalarında çok faydalı oldu.
Dayanışmayı nasıl sürdürebiliriz?
Yalnızca Dört Ayaklı Şehir Afet Koordinasyonu üzerinden mobilize olanlar değil, bireysel inisiyatif alarak ya da farklı oluşumlar aracılığıyla afet bölgesine ulaşan hayvan koruma ve arama-kurtarma gönüllüleri, 6 Şubat depremlerinde, deyim yerindeyse, bir tarih yazdılar.
Hayvan hakları hareketinin, özellikle de hayvanlara bakan ve onları yaşatmaya çalışan insanların, iktidar ve ana akım medya tarafından marjinalleştirildiği Türkiye’de, bu insanların emeğinin yalnızca hayvan kurtarmada değil, insanları da kurtarmada ve dayanışma ağlarını geliştirmede ne kadar büyük bir rol oynadığı bir kez daha ortaya çıktı. Bunu hiç unutmamamız gerekiyor.
Özellikle sivil toplumda gönüllük esasıyla çalışan her kurumun, platform ve derneğin, aynı zamanda özel işletme, şirket ve girişimlerin, hayvan kurtarma çalışmalarını kendi paydaşlarına, iş birliği planlarına ve çalışma gündemlerine dahil etmesi gerekiyor. Bu depremde ortak koordinasyon içinde hareket edebilmenin hayat kurtardığını bir kez daha gördük.
Şu an sahada neler olup bitiyor ve bundan sonrası için yapılacak neler var?
Sahada yapmayı sürdürdüğümüz çalışmalarımızın ve günlük iş akışımızın büyük kısmını oluşturan temel faaliyetimiz, ağır hasarlı binalarda ya da insanların girmesine izin verilmeyen yerlerde sıkışan, mahsur kalan hayvanların hızlıca ve güvenle tahliye edilmesi. Yaralı durumdaki, yardımın geç gitmesi sebebiyle haftalardır susuz-bakımsız kalmış, travmatize olmuş ve stres altındaki hayvanların hızlıca veteriner hekimlere ve sağlık ekiplerine ulaştırılması, bu hayvanların en hızlı ve güvenilir yollarla destek alarak tedavi edilmeleri, bakım ve rehabilitasyonlarının başlatılması, daha sonra afet bölgesi dışındaki veteriner kliniklerine ulaştırılması şu anki çalışmalarımızın büyük kısmını oluşturuyor. Daha sonra, tedavisi ve bakım süreçleri tamamlanan hayvanların (eğer aileleri hayatta değilse veya hayvanın bakımını üstlenemeyecek durumda ise) yeniden yuvalandırılması da afet koordinasyonu çalışmamızın son halkasını oluşturuyor.
Dört Ayaklı Şehir’i nasıl destekleyebiliriz?
Dört Ayaklı Şehir’i sosyal medyadan takip edebilir, çalışmalar hakkında fikir ve görüşlerinizi iletebilir, dahası (ki bizi en çok heyecanlandıran da bu) çalışmalara aktif olarak katılabilirsiniz. Şu an kurulum aşaması tamamlanmak üzere olan Dört Ayaklı Şehir Derneği’ne üye olabilirsiniz. Bütün bu çalışmalar, çok kısıtlı maddi kaynakla devam ediyor. Afetlerde hayvan kurtarma koordinasyonunun ve örgütlenmelerin devam etmesi için maddi destek verebilirsiniz. Kardeş derneğimiz olan Hayvanlara Adalet Derneği’nin bağış hesabı üzerinden bize destek olabilirsiniz. Maddi destek bu süreçte en kritik ihtiyaçlardan biri, en kritik ihtiyaçları sağlamak için temel gereksinim.
Bunun dışında, Dört Ayaklı Şehir koordinasyonun yaygınlaşması için bulunduğunuz ilçede, mahalle düzeyindeki yerel hayvan koruma görevlileriyle temasa geçerek ya da bizlere ulaşarak dayanışma alanını ve hayvan kurtarma koordinasyonunu genişletmemize katkı verebilirsiniz.
Afet anında evimizdeki hayvanlarımız için nasıl bir yol izlemeliyiz?
Evlerimizde bizlerle birlikte yaşayan hayvanları afetlere hazırlamak, hayvanları kurtarma sürecinin en kritik parçasını oluşturuyor. Kurtarma sürecini afet olduktan sonra değil öncesi ile birlikte kurgulamak gerekiyor. Panik yönetimi yalnızca afet anında değil sonrasında da hayat kurtaran en önemli becerilerden biri. Afetlerde panik olmadan sağduyu ile hareket etmek, hayvanı daha fazla endişe ve paniğe sürüklememek, evi terk ettiğimiz noktada mutlaka hayvanla birlikte terk etmek hayati önem taşıyor. Bu, elbette hayvanı beklemek, uzun dakikalar boyunca hayvanı aramak ancak hayvanı bulunca evi tahliye etmek anlamına gelmiyor. Hayvanın girebileceği, saklanabileceği ve normal koşullarda (afet öncesi koşullarda) alışmış olduğu güvenli alanlar yaratmak, hayvanla birlikte bir binayı terk etmek için oldukça önemli tedbirlerden bir tanesi.
Afet öncesinde hayvanları hazırlamak için, evde yaşayan hayvanın türüne göre yapılması gereken farklı uygulamalar ve alınması gereken farklı tedbirler var. Temel pratik, hanenin içinde hayvanlar için güvenli alanlar yaratılması. Afet dışı normal koşullarda hayvanın erişebileceği noktalarda, taşıma kutuları, ilk yardım çantaları ve hayvana özel çantaları bulundurmak gerekiyor. Enkaz durumunda hayvanın saklanabileceği yaşam üçgenleri önceden tasarlanmalı ve hazırlanmalı. Bir diğer nokta, yardım ve kurtarma ekipleri ulaşana kadar olan sürede, hayvanın hayatta kalmasını sağlayacak suya ve gıdaya erişiminin sağlanması. Özellikle afet sonrasında hasarlı binalarda hayvanların takibinin yapılabilmesi ve hasarlı ortamda nereye saklandığının tespit edilebilmesi için ev içi kamera sistemlerinin kurulması da afet öncesi hazırlıkların başında geliyor. Hayvanların afet öncesinde mikroçiplenmesi, çip numaralarının da kaydedildiği veteriner hekim tarafından onaylı kimlik belgelerinin hazırda bulundurulması, ilk yardım çantasına hayvanların ilaçlarının konulması da yapabileceğimiz basit ama hayat kurtaran hazırlıkların arasında yer alıyor.
Maddi destek ve bağışlarınızı Dört Ayaklı Şehir’in kardeş derneği Hayvanlara Adalet Derneği‘ne yapabilirsiniz.
Garanti Bankası
IBAN – TL:TR030006200067500006297248
IBAN – Euro: TR49 0006 2000 6750 0009 0791 56
IBAN – USD: TR22 0006 2000 6750 0009 0791 57
Swift Code: TGBATRISXXX
(Açıklama: Depremzede hayvanlar için)